İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ

Her işyerinde yapılan işin niteliğine bağlı olarak, sağlık ve güvenlik açısından tehlike ve riskler bulunmaktadır. ILO tarafından hazırlanan “Güvenlik Kültürü Raporu’”na göre, meslek hastalıklarının tümü ve iş kazalarının %98″i önlenebilir niteliktedir.
Bu nedenle İSG alanında yapılan çalışmalarda amaç; çalışanların, işin yürütümü sırasında oluşabilecek risklerden korunması adına güvenli ve sağlıklı çalışma ortamları oluşturulmasını sağlamaktır. Bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliği alanında yapılan eğitim çalışmalarının amacı, işten kaynaklanan mevcut ve olası risklerden korunmaları konusunda çalışanları bilgilendirmektir. Aynı zamanda yapılan İSG eğitimleriyle, çalışanlarda ve iş verende güvenlik bilinci ve önleme kültürünün oluşması sağlanmakta, böylelikle çalışanın yaşama hakkını da korunmaktadır.

1. İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜNÜN İŞYERLERİNDEKİ UYGULAMALARI
Çalışanların iş sağlığı ve güvenliğine karşı tutum ve davranışları yöneticilerinden, yönetim biçimlerinden, karın güvenlikten üstün görülmesinden, iş sağlığı ve güvenliği konusunda yetkinliklerin yeterli olmamasından, iletişim, eğitim ve uygulama yetersizliğinden, sorumlulukların paylaşım şeklinden kaynaklanabilmektedir.
Bunu belirleyen ise, yönetim hiyerarşisinin en sonunda yer alan çalışana kadar uzanan güvenlik kültürünün ele alınış şeklidir. Çalışanların güvenlik kültürü anlayışı, yöneticilerin yönetimin güvenlik konusundaki yaklaşımlarına göre şekillenmektedir.

Güvenlik Kültürü
1986 yılında Çernobil’de meydana gelen nükleer kazadan sonra 1987 yılında OECD Nükleer Ajansı tarafından hazırlanan raporda (Cox ve Flin, 1998:190) hazırlanan raporlarda ilk kez bahsedilen güvenlik kültürü, iş kazalarının önlenmesinde üzerinde önemle durulan bir kavram olarak yer edinmiştir.
Bu konuda son 20–30 yıllık süreçte gerek teorik gerekse de uygulama düzeyinde birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalardan elde edilen ortak sonuç;, iş kazalarının önlenerek güvenli bir çalışma ortamının yaratılmasında güvenlik kültürü, diğer bir ifadeyle – pozitif bir güvenlik kültürü – nün anahtar bir kavram olduğudur.
Güvenlik kültürünü, bir işyerinin sağlık ve güvenlik yeterliliği ve tarzı ile birey ve grup değerlerinin, tutumların, algıların, yetkinliklerin ve bağlılığı belirleyen davranış örüntülerinin bir ürünü olarak tanımlamaktadır (Fleming, 2005: 3; Wiegmann ve diğerleri, 2002: 7–8).
İnsanoğlunun bir takım yetenekleri sonradan kazanması, davranışlarından sıyrılması, yeni davranışlar elde etmesi güçtür. Sonradan yeni yetenekler geliştirmek veya alışkanlıklardan sıyrılmak oldukça zordur. Güvenlik kültürünü sonradan hayatın bir parçası yapmak uğraş isteyen bir gerçektir. Bu sebeple kişiler alışkanlıklar edinmeden sisteme dahil edilmelidir. İş kazalarının önüne geçilmesi noktasında güvenlik kültürü iyileştirmeleriyle, bilinci ve algısı yüksek kalifiye bireyler yetiştirilmesi gerekmektedir.

Güvenlik kültürü oluşturmak birçok koldan çalışma gerektiren çok yönlü bir sistemdir ve bu sistemin ana lokomotifi olarak yönetim başa getirilebilir. Her alanda gözle görülür iyileştirmelerin oluşması çalışan odaklı çalışmalar ile sağlanabilir. Yönetimin davranış/çalışan odaklı gerçekleştireceği uygulamalar dizisi ve yöneticilerin bu çalışmalara tam destek vermesiyle, çalışanlar üzerinde güvenli davranış bilincini oturtmak ve bu kültürü kişilere empoze etmek daha sistematik ve etkili sonuçlar doğuracaktır.
Tutum ve Davranışlardaki Değişim: İşyerinde güvenli davranışlar geliştirmek için, sözlü talimatlar, eğitim ve uyarı işaretleri gibi araç ve aktiviteler kullanılabilir.
Yönetimin Taahhüdü: Yönetim pozitif güvenlik kültürünün sağlanmasında anahtar bir rol oynamaktadır. Burada yönetime düşen; güvenlik için kaynak ve zaman tahsisi, risk sorumluluğuna katılım, güvenlikle ilgili danışma kurulu toplantılarına katılım ve çeşitli tamamlayıcı tedbirler gibi sorumluluklardır.
Çalışanın İlgisi: Pozitif güvenlik kültürü için gerekli olan bir diğer unsur ise, güvenlikle ilgili uygulamalara çalışanların sahiplenmesi, ilgi göstermesi ve bu konuda sorumluluk almasıdır. Bunun sağlanması için ise, çalışanların eğitimi, makine izolasyonu, iş rotasyonları, etkilerinden çalışanı koruyucu kişisel koruyucu donanımları kullanmasının sağlanmasına yönelik uygulamalar yapılabilir.
Ödül Stratejileri: Çalışanlar arasında güvenlik farkındalığı yaratmak için bazı ödül stratejileri uygulanabilir.
Eğitim ve Seminerler: Güvenlikle ilgili kısa bilgilendirici konuşmalar, grup toplantıları, personel sağlığı, hijyen, iş stresi, güvenliğe karşı sorumluluklar (kural ve talimatlara uyma, tehlike tespiti, risk değerlendirmesi, kaza incelemeleri ve iş güvenliği analizi) konularında çalışanların eğitilmesi bu kapsamda değerlendirilebilir.
Özel Kampanyalar: Sağlık ve güvenlik haftası, acil sorumluluk, kaza raporlama ve inceleme, güvenlik ve çevre yönetim sistemleri gibi uygulamaları içerir.
Bir güvenlik kültürünün değiştirilmesi sürekli çaba ve ilgi gerektiren uzun dönemli bir stratejidir. Öncelikli olarak üst yönetimin samimi ve görünür bağlılık ve liderliği gerekmektedir. İşyerinde bütün seviyelerde, statü gözetmeksizin, sağlık ve güvenliği “sahiplik” duygusunun nüfuz etmesi gerekmektedir. Bu da, çalışanların katılımını, uygun eğitim ve iletişimi gerektirir. Çalışanların, gerçekçi ve ulaşılabilir amaçlar belirlemesi ve buna karşılık gelen bir güvenlik performansı ölçümüne sahip olması gereklidir. Kabul görmüş standartlara yönelik davranış tutarlılığı, çalışanları dinleme yeteneğiyle başarılabilir.
Ayrıca, çalışanlarda oluşacak olan güvenli davranışlar bir istihdam koşulu olmalıdır ve performans değerlendirmelerde göz önüne alınmalıdır. Bu yöntemle çalışanları ödüllendirip güvenli davranış sergilemeleri yönünde teşvik oluşturulacaktır.
Bütün kazalar ve ramak kala olaylar detaylı bir şekilde araştırılmalıdır. Böylelikle kazanın kök sebeplerine ulaşıp uygunsuzluğun tespiti ile çalışma alanı ve ya kişi üzerinde iyileştirmelerin yapılması sağlanacaktır. Yönetim, sağlık ve güvenlik sistemlerinin gözden geçirilmesi ve performans değerlendirme için uygun güncel bilgileri sağlamalıdır. (Turner, 1991’den aktaran Fung ve diğerleri, 2005: 505).

2. GÜVENLİK KÜLTÜRÜNÜN İŞ KAZALARI ÜZERİNDE ETKİLERİ
İş kazaları, çalışma hayatında karşılaşılan en önemli sorun alanlarından biridir. Dünya genelinde her yıl ortalama 1,2 milyon insan iş kazaları nedeniyle yaşamını kaybetmektedir. İş kazaları, Türkiye’de de önemli bir sorun olarak varlığını devam ettirmekte ve farklı sektörlerde çalışan binlerce kişi her yıl hayatını kaybetmektedir.
İş kazalarının önlenmesi için, iş kazaları henüz ortaya çıkmadan önce tehlikenin kaynağında kontrol altına alınması, riskleri asgari düzeye indirecek şekilde çalışma sistemlerinin ergonomik tasarımı, kişisel koruyucu ekipman kullanımının sağlanması ve yaygınlaştırılması ve en önemlisi de örgüt yönetimi ve çalışanlar tarafından konunun sahiplenilmesi önem taşımaktadır (Dursun,2011:23)
Bu noktada, önlemenin ödemekten daha kolay olduğu gerçeğini dikkate almak, güvenlik kültürünü oluşturmak ve geliştirmek, iş güvenliği ile ilgili çalışmaları maddi bir külfet veya zaman ve faaliyet kaybı olarak gören düşünceyi yıkmak gerekmektedir

İyi bir güvenlik kültürü; bütün çalışanların ilgisi, güvenlik personelinin rolü, iletişimde açıklık, güvenlik düzenlemelerine inanç, örgüt içinde güvenlik entegrasyonunu içermektedir.
Çalışanların eğitim seviyeleri de güvenlik kültürünün oluşmasında zorluklar yaratan noktalardan biridir. Kaza sıklık oranlarına baktığımızda sektörlere göre eğitim seviyesinin değişiklik gösterdiği ve kazaların daha yoğun yaşandığı sektörlerdeki eğitim seviyelerinin ise ters orantılı olarak artış gösterdiği gerçeği ortaya çıkıyor.

3. SONUÇ
İş kazalarının önlenmesi ve azaltılması, bugüne kadar birçok farklı araştırma konusu olarak incelenmiştir. İşletmenin performans ölçütlerinde en önemli değer insan gücüdür. Bu insan gücünün daha güvenli çalışma koşullarında daha verimli biçimde çalışmaları için motivasyonlarını sağlayacak en etkin yöntem işletme genelinde bir sistem anlayışı ile desteklenen güvenlik kültürü oluşturmaktır.
Güvenlik kültürünün işletme genelinde algılanmasının tek taraflı sağlanması mümkün değildir. Yönetim tarafından güvenlik kültürünün işletmeye bir değer olarak kazandırılması hem yönetimin ve hem de çalışanların bağlılığına dayanmaktadır.

Bir işletmede iş güvenliği yaratmak, iş güvenliğini destekleyen yönetim ekibi ve katılımcı olan çalışanlarca sağlanabilir. Ne olursa olsun tüm işletmelerde yönetim, iş güvenliği kültürünü yapılan işin bir parçası olarak görmeli ve çalışanlara bunu yansıtmalıdır.
Çalışan sağlığı ve iş güvenliği konusunda devlet, işletmeler ve sendikalar kendi üzerlerine düşen görevleri yerine getirmede ne kadar çaba sarf etseler de bu çabalar çalışanlar tarafından benimsenmez ve desteklenmezse istenen sonuçlara ulaşılamaz. Bu nedenle çalışanlar da kurallara uymalı, eğitim faaliyetlerinden olabildiğince yararlanmaya çalışmalı, yapılan eğitim çalışmalarının önce kendi yararına olduğunu düşünerek eğitim çalışmalarından olabildiğince yararlanmaya çalışmalıdırlar.
Firmaların İSG politikalarında güvenlik kültürü oluşturmak birçok açıdan önem arz etmektedir. Önce ülke düzeyinde sonra her işletme düzeyinde etkin bir iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi oluşturulması için çalışmalar yapılmalıdır.
Kötü çalışma koşulları iş güvenliğini ve işçi sağlığını tehdit ettiği gibi toplum sağlığını da etkilemektedir. İşyerlerinin yoğun denetimlere tabi tutulması, eğitime verilen önemin artırılması, tıbbi kontrollerin yapılması, iş kazaları ve meslek hastalıklarının azaltılabilmesi için ergonomi gibi yan bilim dallarından destek alınması fayda sağlayacaktır.

Aysegül OĞUZ
Yüksek Ziraat Mühendisi
A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
OLGU OSGB